Thursday 2 August 2007

Seçimin ardından ilk yorumlarım

Çevremdeki insanların %99'unun CHP'ye oy vereceğini öğrenince buradaki tahmini yapmıştım, çok fena yanıldım gördüğünüz gibi. Çevremdeki insanların Türkiye'de bu kadar azınlık olduklarını maalesef bilmiyordum.

Seçim sonuçları gösteriyor ki:

1. Oy kullanan seçmenin yaklaşık yarısı her türlü yolsuzluktan, hergün bir şehit vermekten, işsizlikten, ülkenin satılmasından gayet memnun.

2. Yukarıdakileri anlatıp, seçmeni korkutmaya çalışarak oyunuzu artıramaz, seçim kazanamazsınız. Bugünden çalışmaya başlamalı, ve sahip olduğunuz tüm varlıkları bir sonraki seçime kadar projeler üretmeye ve bunları tanıtmaya harcamalısınız.

3. Daha modern ve batılı diyebileceğimiz %20'ye hitap etmek daha geleneksel ve muhafazakar yaşayan %47'yi anlayamamak bundan sonra tüm seçimleri akp ve benzerlerinin kazanmasına sebep olacak.

4. Daha muhafazakar dediğimiz bu çoğunluk ve daha modern dediğimiz azınlık aslında hepimizin farkında olup da söylemeye korktuğu ciddi bir bölünmeyi kanıtlıyor. Yani etnik bölünmeden korkarken, kültürel bölünme yaşıyoruz ki etnik bölünmeden çok daha ciddi bir mesele bu zira etnik bölünmeye karşı Ordu hiç yoksa bir güvence olsa da bizim için kültürel bölünmeye karşı olan herhangi bir siyasi parti veya oluşum-organizasyon göremiyorum. İşin kötüsü iki grup da birbirinden aşırı derecede nefret ediyor.

5. Bu arada daha modern dediğimiz azınlığın AB'ye karşı oluşu, daha muhafazakar çoğunluğun ise AB'nin yanında oluşu da çok önemli ve açıklaması zor bir tezat yaratıyor. Sonuçta %20'lik azınlığın çoğunluğu Ordu'nun demeçlerinden memnun, demokrasinin kötüye kullanılmasındansa bir süre askıya alınmasını tercih edebilecek durumda, yani modern azınlığın çoğunluğu modern demokrasi dışında bir çözüme kötü bakmıyor.

Bütün bunların sonucunda Türkiye için iyimser olmak mümkün mü?

Bence değil, ortalıktaki akp karşıtı grupların da çizgilerini değiştirmeye başladıklarını göremiyorum. Aynı cümleler kurulmaya devam ediyor. Türkiye mutlu bir hayat sürdürülebilen bir ülke olmak için gerekli koşulları sağlamaktan maalesef çok uzakta.

Çözüm?

2 çözüm var:

1. Anti-demokratik çözüm: akp hatalarına devam eder, Ordu darbe yapar ki bu çözüm sayılmaz zira %47'yi hiçe sayıyorsunuz. Avrupa ve Amerika bize sırtını döner. Biz İran-Rusya-Türk Cumhuriyetleri ve Müslüman dünyaya yöneliriz, yeni birlikler kurmaya çalışırız. Veya küçük bir ihtimal de olsa daha iyisi bu birliklerin kendi gücünü tehdit edeceğini düşünen Batı Türkiye'ye karşı küstah ve dayatmacı tavrından vazgeçer. Ama mutlu hayat sürdürebilme şansı şimdikiyle aynı yerde, çok uzaklarda olur.

2. Demokratik çözüm: Ana muhalefet ve ona oy veren azınlık mevcut antipatik siyasetinden ve ayrımcılığından hem kişiler hem de düşünceler bazında vazgeçer, kendi içinde bir yeniden yapılanma yaşar, 5 yıl boyunca tüm maddiyatını kültürel bölünmenin minimuma indirilmesini sağlayacak projeleri üretmeye ve tanıtmaya harcar, halk partisi adını sözde değil özde yaşatır ve gerçekten sevilen bir liderle seçimlerde daha büyük başarı kazanmayı hedefler.

2. çözüm olsa keşke demek geliyor içimden ama seçim sonrası 10 güne bakınca bile 1. çözümün yakında gerçekleşecek olma ihtimali beni korkutuyor.

10 günde ne mi oldu?

- akp milletvekili zafer üskülün açıklamaları (bu adam profesör)
- abdullah gülün açıklamaları
- TSK'nın açıklamaları

Bir de şu var ki bu ayrı bir entry konusu:
- Hükümet akarsu ve göletleri satıyor.

No comments: